15 Aralık 2013 Pazar

Bu işte bir yalnızlık var (2013)


Yönetmen: Hakan Kırkavaç (Ketche)
Senaryo: Burak Göral, Tuna Kiremitçi (Kitabın yazarı)
Oyuncular: Engin Altan Düzyatan, Özgü Namal, Emin Gürsoy, Gaye Gürsel, Müge Boz
Tür:  Dram, romantik-komedi
Süre: 122 dk

Bu işte bir yalnızlık var (2013) filmine 7.2/10 puan veriyorum. Tuna Kiremitçi'nin kitabından senaryolaştırılmış hikayesi ve iç karartıcı adı nedeniyle ilk bakışta kulağa çok eğlenceli gelmese de filmin dramdan çok komedi olması beni şaşırttı. 



"Önceleri bir rock grubunda çalan Mehmet (Engin Altan Düzyatan) eşinden boşanmış, müziği bırakmış, işsiz, mutsuz yalnız bir adamdır. Onu hayata bağlayan en önemli şey haftada bir gün görebildiği kızı Ezgi’dir. Senelerdir dostları olan Ayşe (Özgü Namal) ve eşi Orhan'la aynı apartmanda yaşamaktadır. Bir gece Ayşe’yle kocası arasında şiddetli bir kavga çıkar ve eşi evi terk eder. Mehmet durumu öğrenmek için Ayşe’nin kapısını çalar." şeklinde çok da iç açıcı olmayan bir öykü başlangıcı var. Bu kısmı Tuna Kiremitçi yazmış ve ben bu kitabı okumadım, kitap ne kadar başarılı bilmem ama bu hikayeyi beyaz perdeye taşıyan yönetmen Hakan Kırkavaç ve senarist Burak Göral'ı tebrik etmek gerekiyor. Diyalogların sırıtmadığı, hikayenin sıkmadan aktığı, güzel resimlerin izlendiği eğlenceli bir film olmuş. 



Casting başarılı; iki başrol Engin Altan Düzyatan ve Özgü Namal inandırıcı bir ikili olmuşlar, yakın arkadaş rolündeki Emin Gürsoy ve gitar dersi alan öğrenci rolündeki Ümit Erdim filmin duygusal ve espritüel tamamlayıcısı olmuşlar. Atiye filme renk katmış. Kitabını okumayanlar açısından tam nasıl sonlanacağı çok da aşikar olmayan bir olay zinciri var. 




Filmin soundtrack'i başta beni biraz rahatsız etti. Türk filmlerinde İstanbul'un tarihi ara sokaklarıyla İngilizce Rock müziği çok da bağdaştıramayan, biraz özenti bulan bir kulağım var fakat ilk yarım saatten sonra belki de filmin hoş akışıyla kulaklarım da gidişata adapte oldu ve tam tersi müzik seçimleri hoşuma gitmeye başladı.

Filmin zaman akışını gösteren hızlı geçiş sahnelerine bayıldım özellikle Mehmet'in (Engin Altan Düzyatan) arkadaşının evine yerleşip toparlanma süreci yaşadığı günleri hızlı gösteren geçiş sahnesi çok yerinde ve şık bir anlatım olmuş. 

Sonuç olarak konu bayatlamadan, sinemalarda eskiyip seans sayısı azalmadan izlenmesini önerebileceğim güzel Türk filmlerinden olduğunu düşünüyorum. İyi seyirler...
  

1 yorum:

  1. Engin Altan'ın hatırı için mi beğendiniz yoksa gerçekten izlemeye değer mi?

    YanıtlaSil